Yumurta veya Sperm Donörlerinden Dünyaya Gelen Yetişkinlerin Ebeveynlik Deneyimleri

King’s College London Araştırması: Ebeveynlik Bilgileri Acıya Neden Oluyor

King’s College London araştırmacıları tarafından yapılan bir çalışma, yumurta veya sperm donörleri kullanılarak dünyaya gelen yetişkinlerin ebeveynlik bilgileri yüzünden acı çektiklerini ortaya koydu. Araştırmacılar, bağışlanan genetik materyalden gebe kalınan 4 bin 666 kişinin verilerini inceledi.

Ebeveynlik Konusundaki Gizlilik ve Anonimlik Sorunları

Araştırmacılar, sorunların genellikle ebeveynlik konusundaki gizlilik ve anonimlikten kaynaklandığını belirtti. Verilere göre, bu kişilerin ebeveynlerinin kim olduğu erken yaşta kendilerine açıklandığında daha iyi hissettikleri tespit edildi.

İngiltere’deki Donörlerle İlgili Durum

İngiltere’de 1991 yılından bu yana 70.000’den fazla donör yoluyla doğan kişi bulunuyor. Ancak büyüme çağındaki çocukların uzun vadede karşılaştıkları psikolojik zorluklar hakkında yeterli bilgi bulunmamakta.

Genetik Kökenin Bilinmesi ve Akrabalık Sürprizleri

Bazı durumlarda insanlar, DNA veya soy testi yaptırdıktan sonra donörden birçok üvey kardeşe sahip olduklarını öğreniyorlar. Bu durum, bazı çiftlerin aslında akraba olduklarını ortaya çıkarabiliyor.

Köken Bilgisine Erişim Hakkı ve Yasal Düzenlemeler

İngiltere’de, bağışlanan genetik materyalden doğan her birey, 18 yaşına geldiğinde bağışçısı hakkında bilgi edinme hakkına sahiptir. Ancak bu düzenleme 2005 yılında yürürlüğe girdiği için, bu tarihten önce gebe kalanların kökenleri hakkında bilgi edinme garantisi bulunmamaktadır.

Ruhsal Sağlık ve Bağış Yoluyla Dünyaya Gelen Çocuklar

British Journal of Obstetrics and Gynaecology dergisinde yayımlanan bir incelemede, donör kaynaklı çocukların ruhsal sağlıklarına ilişkin 50 çalışmanın incelendiği belirtildi. Araştırmacılar, donörlerden dünyaya gelen çocukların ruhsal ilişkilerinde genellikle daha yüksek puanlar aldığını buldu.

Profesör Susan Bewley: “Donörden doğan çocuklar her zaman planlanır ve istenir, çünkü ebeveynlerinden bir veya birkaçının doğurganlık sorunları olur. Bu durum, aileleriyle daha iyi ilişkiler kurmalarını ve daha yüksek refah düzeylerini açıklayabilir.”