1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba, ismim Aykut Mehmet Bildan. 1986, Sakarya Doğumluyum. Evli ve 1 erkek çocuk babasıyım.
2. Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız?
Esasında hala daha kendimi yazar olarak tanımlamamaktayım. Bu unvan, çevremdeki insanların ve sizlerin hitap şekliniz olsa da kendimi bu şekilde nitelendirmek için önümde çok yol olduğunu düşünmekteyim. Soruyu nasıl başladınız diye değiştirirseniz şayet, lise son sınıfta bu yeteneğimi keşfettim diyebilirim. O senelerde, yazdığım tiyatro oyunlarının sahnelenmesi ile yazmaya başladım diyebilirim.
3. Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz yazar / yazarlar kimler?
Fransız Jean Christophe Grange. Açık ara!
4. İlk kitabınızı bastırmayı ne zaman düşündünüz?
Esasında kelimeye döktüğüm hiç bir eserimi bastırmayı hiçbir zaman hayal etmemiştim. Şehirlerin sanat tarihini yazdığım -ismini vermek doğru olursa ki seve seve bahsetmek isterim- Sanatokur.com isimli kültür/sanat yayınları yapan internet sitesine yazılarımı göndermeye başladığım 2021 senesinden itibaren çok güzel ve olumlu tepkiler aldım. İlk kitabım GÖZ de zaten o senelerde hazırdı. Yaklaşık 8-9 sene önce ana fikri oluşan ve hazır şablonda bekleyen bir eserdi. Sadece ufak tefek detayları gözden geçirmem ve editasyon anlamında dokunmalar yapmam gerekmekteydi. Yazılarımı ve bu yazılarımı seslendirdiğim podcast yayınlarından sonra, bu kitabımın beklediğini bilen dostlarımın ve bizzat eşimin baskısı ve desteği ile bu eseri basma, insanlara tanıtma planım hayata geçti.
5. Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?
Öyle bir yaş aralığı ya da cinsiyet ayrımım yok. Maalesef ki toplumsal yapımız mı diyeyim yoksa kadın ve erkek rollerinin sosyal hayattaki farklılıklarından mı sebep, kadınlarımız biz erkeklere göre daha iyi okuyucular. Tabii ki erkekleri de tenzih ederim, istatistik bağlamında böyle söylüyorum. Ancak, aldığım ilk tepkiler doğrultusunda 30-50 yaş arasındaki hanımların kitaba daha yoğun ilgi gösterdiğini söylemek zorundayım. Çok güzel tepkiler aldığım erkek okurlarım da var tabii ki ancak tabi bu istatistik ikinci kitapla beraber daha da netleşecektir.
6. Kitabınızın teması nedir?
Kitap, hissi kabl el vuku, yani malum olma teması çevresinde dolanmaktadır. Bir yandan da ailevi değerleri ve ilişkileri işleyen bir eser. Benim çocukluğuma dokunan, çocukluğumdan iz bırakan kişilerin hikâyesi. Bu kişilerin her biri yaşamış veya şu an hala hayatta olan kişilerdir. Keza mekanlar da benim hayatımda yeri olan, bana dokunan adreslerdir. Sadece kişilerin isimlerini değiştirerek ele aldığım bir eser. Okuyanların hem ‘hadi canım böyle bir şey olamaz!’ hem de ‘aa bizim de bilmem kimimiz de böyleydi!’ diyecekleri türden bir roman.
7. İlham kaynağınız nedir?
Hem anne hem baba tarafından da farklı coğrafyalardan gelen göçmen bir ailede doğdum, büyüdüm. Hal böyle olunca da inançları ve batılları birbirine karışmış şahısların arasında çok güzel bir çocukluk yaşadım. Tek bir ilham kaynağım yok esasında. Dediğim gibi, tüm karakterler hayatıma dokunan kişiler. Ama illa ki birisini söylemem gerekirse, batıl ve hak inançları harmanlayarak kendine bir yaşam tarzı belirleyen ve bunun doğruluğuna kendini inandıran anneannemi gösterebilirim.
8. Okurlar eserinize nereden ulaşabilir?
Bildiğim kadarıyla yayınevinin resmi internet sitesinden temin edebilirler. Ayrıca D&R ve İdefix gibi diğer kitap satış sitelerinden de kitabı satın alabilirler.
