Suriyedeki savaş bütün dünya gündeminde kendi yerini tutuyor. Savaşın nedeni hakkında çok senaryolar var. Hangisi doğru hangisi yanlış belli değil. Bizim görebileceğimiz, anlaya bileceğimiz bu savaşın sonuçlarıdır. Her savaşın olduğu gibi bu savaşın da sonuçları çok ağır oldu. Suriye de yaşayan insanlar ve bütün insanlık için. Görünen tabloda suriye savaşın’ın uzun süre daha süreceği belli oluyor. Hergün kadın, erkek, çoçuk fark etmeden işkence görüyor, acı çekiyor, ölüyor. Bu insanların yapacak başka bir şeyi kalmadığı için evlerini, bütün yaşamlarını, ülkelerini terk edip başka ülkelere gittiler. Savaş mağduru insanların ülkelerini terk edip kaçmasına bir çok şekilde tepki verildi. Bir kesim savaş varsa ülkelerinde kalıp savaşmaları gerekiyordu diye tepkilerini gösterirken, başka bir kesim orada amaçsız öleceklerine kaçmaları daha doğru olmuş diye tepki gösterdiler. Savaş mağduru insanlar için birçok sınır kapısı kapalıydı. Ancak insanlık sınavından geçmeyi başaran ülkeler de yok değildi. Bu ülkelerden birisi de Türkiye Cumhuriyeti oldu.
Türkiye, sınırında yaşanan savaşa kayıtsız kalamazdı, kalmadıda. Ölmemek için ülkesini terk eden savaş mağduru insanlar için kapılarını açtı. Şuan Türkiyede yaklaşık olarak 3 milyon Suriyeli var. Bu insanlar en zor durumlarında yardımı sınır komşularından gördüler. Türkiye onları sadece ülkesine almakla kalmadı, onlara bir düzen kurmak içinde yardımcı oldu. Her olaya iki taraflı bakmak gerekli. Sınır kapılarının açılmasının suriyeliler ve türk vatandaşları için iyi ve kötü sonuçları neler oldu. Suriyeliler için evlerinden, ülkelerinden ayrı düşmekten başka kötü tarafı yoktu bu olayın. Türk vatandaşları için olumsuz tarafları yok değil, örneğin 3 milyon işsiz, ülkenin işsizlik sayısına eklenmiş oluyor. Cafe, restoran ve bu tarz işletmeler suriyeli insanları çalıştırmak istiyorlar kendi mekanların da. Bunun sebebi suriyeliler herşeylerini kayb edip geldikleri ve sadece hayatta kalma mücadelesi verdikleri için az bir paraya da çalışmayı kabul ediyorlar. Bu da sektörde ucuz eleman sayısını arttırdığı için mülteci olmayanlar işsiz kalıyor. Bunun sebebi de türk vatandaşı olan bir genç suriyelilerle aynı paraya çalıştığı takdirde geçinemiyor. Bunun gibi sorunlar gözlemleniyor. Ancak bu sorunlar büyük tabloda suriye savaşın’da insanların ölümünden daha önemli değil ve bunlar aşıla bilir şeyler. Onlara mülteci gibi değil misafir gibi davranmak, acılarını biraz olsun hafifletmeye yardımcı olur.Kilis bunun canlı örneğidir.
Kilis Suriye sınırına 10 km mesafede bir ilimizdir. Nüfusu 90 bin 400 olan kilis, 127 bin 700 suriyeliyi kabul etmiştir. Suriyede başlayan savaştan sonra 5 yıl içerisinde kendi nüfusundan daha fazla mülteciye ev sahipliği yapan Kilis insanlık dersi vermiştir dünyaya. Kilisdeki insanlar suriyelileri mülteci gibi değil misafir olarak kabul ettiler ve barış sevgi içerisinde birlikte yaşıyorlar. Buradaki insanlara umut olmak için bir kampanya başlatmış olan Kilis Belediyesi bu kampanya sayesinde Guinnes Rekorlar kitabına girmeyi başarmıştır. Kilis Belediyesi Almanya Başbakanı Angela Merkelin Kilise gelmesi için dünyanın en büyük davetiyesini hazırlamıştır. Bu davetiye 15 metre uzunluğunda ve üzerinde tük, arap, ingiliz, alman dillerine çevrilmiş, Merkel için davet mektubu var. Kilis bununla yetinmeyip bir süre önce ‘’Nobel Barış Ödülü’’ için başvuru da bulunmuş, Belediye Başkanı Hasan Kara ‘’Kilis 5 sene içerisinde yaptığı şeylerle,suriye savaşın’dan kaçan insanlara kapısını açarak bu ödülü hakk etmiştir’’ açıklamasını yapmıştır. Hasan Kara bu davetiyeyi hazırlamaktaki amacımız Suriyeli olayına hassas yaklaşan Merkelin gelip burda bizim nasıl barış içinde yaşadığımızı görmesini istiyoruz açıklamasını da yapmıştır.Davetiyeyi 2 bin 900, türk ve suriyeli kadın imzalayarak 8 mart için Merkeli Kilise davet etmiştir. Davetiyenin Merkele ulaşması için, Almanyadaki Türk Konsolosluğuna gönderilmiştir. Umarım Merkel bu daveti kabul eder ve bu olay için tek yürek olan insanların kalbini kırmaz.