Teröre yardım ve casuslukla suçlanan ünlü yazar, neredeyse dört aydır hapiste idi. Tutuklanmasının ardından kimseye üzülmemesi gerektiğini söyleyerek metaneti koruyan gazeteci-yazara tüm sevenleri, arkadaşları ve dostları manevi desteğini esirgemeden sürdürmeye devam etmişlerdi. Mahkûmiyetinin gerekçesi ise MİT’e ait olan yardım tırları ilgili olarak yapmış olduğu haberlerin gerçeğe aykırı bulunmasıydı. Yaptığı yayınlarda gerçek dışı bazı bilgi ile görsel belgelere yer verdiği iddiası ile soruşturması başlamıştı ve daha sonra bu soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015’te tutuklanmıştı. Tutuklandığı günden beri sevenleri, hayranları tarafından dört gözle umutlu haberi beklenen Dündar, üç gün önce tutuksuz yargılanması kararı ile serbest bırakıldı. AYM, iki gazetecinin de haklarının ihlal edildiği kararına vararak serbest bırakılmalarına onay verdi. Gazeteci arkadaşı Erdem Gül ile birlikte serbest bırakılan Dündar, kararın onaylandığı gün Silivri’den ayrıldılar. Gazeteciler serbest bırakılması tüm dünyada büyük bir ses getirirken Türkiye medyası da olaya çok büyük bir ilgi gösterdi. Gazetecilerin hayranları ve sevenleri bu habere çok sevinirken, AYM kararına Cumhurbaşkanı’ndan tepki geldi.
Davaları 25 Mart’ta görülecek olan iki gazeteci arkadaş neredeyse 3 aydır hapisteydi. Cumhurbaşkanının şikâyeti ile açılan davada gazetecilerin ömür boyu hapsi isteniyordu. Gazetecilerin, Suriye’ye gönderilen silahların kaçak olarak ülkeye sokulduğu yönündeki haberden dolayı “devlet sırrı ifşası” suçlaması yapılarak şikâyet konusu oluşmuştu. Hapse girdikleri günden beri her adımları haber gündeminde yer alan gazetecilerin, özellikle lüks şartlar taşıyan odaları gündemi meşgul eden haberler arasında yer almıştı. Görsellerle de desteklenen haberlerde Silivri’deki yaşam koşulları, odalardaki temizlik ve bakım, hatta yemekler bile haber konusu olmuştu. İki gazeteci arkadaş devler sırrını deşifre etmek suçu ile tutuklanmışlardı. Ancak AYM hak ihlalinin varlığından söz ederek gazetecilerin tahliyesine karar verdi ve bu tahliye kararı hem ülkede hem de dünyada geniş yankı buldu. Ayrıca ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünün de ihlal edildiği yönünde olumlu görüş bildiren AYM kararı bazı çevreleri mutlu ederken bazı çevrelerde olumsuz karşılandı. Tahliyenin yapıldığı gün büyük bir kalabalık iki gazeteciyi karşıladı ve serbest kalan gazeteciler büyük bir sevinç yumağı içerisinde Silivri önünden alınmışlardı. Ancak bu tahliye kararına en çarpıcı açıklama Erdoğan’dan tarafından yapıldı ve AYM kararına Cumhurbaşkanından tepki sert geldi. Bu karara saygı duymadığını söyledi ve sadece sessiz kalabileceğini ancak kararı kabul etmediğini belirtti. AYM, hak ihlali, güvenlik ihlali, basın özgürlüğü ihlali, ifade özgürlüğü ihlalinden bahsetse de ortada bir casusluk vardır dedi ve tepkisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanının bu açıklaması karşısında Dündar da kendine münhasır bir şekilde yanıt vererek polemiğin devam etmesini sağladı. AYM kararına Cumhurbaşkanından tepki üzerine ünlü gazeteci, Silivri’de yaşadığı bir olayı anlatarak bu mesele üzerinden mesajını ileten gazeteci, atıfta bulundu. Deniz Gezmiş’i anma programına katılan gazeteci, buradan kendisi ile ilgili yapılan açıklamaya, casusluk suçlamasına yönelik bir mesele anlatarak cevap verdi. Havalimanında yapılan açıklamayı anlatarak sözlerine başlayan gazeteci, daha sonra cezaevine girdiği gün başından geçen bir olayı anlatarak sözlerine devam etti. Kendilerini kalacakları odaya götüren iki infaz koruma memurundan biri odanın önüne geldikleri zaman bu olayın ne kadar süreceği konusunda bir soru yöneltince ünlü gazeteci, valla bir kere faşizmin eline düşmeye gör diyerek cevap verdiğini dile getirdi. İnfaz koruma verdiği bu cevaptan yola çıkarak atıfta bulunan ünlü gazeteci, anma programı hakkında da düşüncelerini dile getirdi. İçerde ne yapılmasının lazım geldiğini, dışarıda ne yapılmasının lazım geldiğini hep 1968 neslinden öğrendiklerinin altını çizdi.