Topluma önder olan lider kişilerin bir gruba veya bir partiye mal edilmesi asırlardan beri gözlenen bir durumdur. Bir liderin yaptıklarına en çok sahip çıktığını düşünen dernekler, sivil toplum kuruşları, partiler aslında savunduğu lider ile düşündükleri ve yaptıkları hiç örtüşmese de berabermiş gibi gözükürler.
Oysa gerçekte olan farklıdır. Mesela Hindistan’ın manevi ve en büyük lideri olan Gandi’nin düşüncelerinin Hindistan’da fanatiği olan binlerce kuruluş vardır. Ama bunların çoğu ortak zeminde asla birleşemeyecek olan siyasi figürlerdir. Hepsi gerçek Gandi’nin kendileri gibi düşündüğünü ifade ederler. Diğerlerinin yanlış yolda olduğunu ve Gandi’nin tek bir zihniyete sahip olduğunu iddia ederler. Kim daha çok liderine daha çok sahip “çıkıyormuş” gibi yaparsa o pastanın büyük dilimini alır.
Milli mücadelemizin en önemli figürü ve çağdaş Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için de aynı durumun geçerli olduğu bir gerçek. Bakıyorsunuz, Atatürk’ün liderlik vasıflarını uzaktan yakından tanımayan ve bilmeyen kurum ve kuruluşlar Atatürk adına paneller düzenliyor, konferanslar düzenliyor, bildiriler yayınlıyor, televizyona çıkıp gelişigüzel konuşuyorlar. Konuştuklarının Atatürk’ün zihni yapısı ve hedefleriyle uzaktan yakından alakası olmadığını görüyoruz.
Atatürk’ü devrimci yapan mı yok, Atatürk’ü sosyalist yapan mı yok? Atatürk’ü Hitler’e benzetmeyen mi yok! Hepsi var.
Nasıl olur da Atatürk için aslında istediği Bolşevik ruhlu bir liderdi çıkarımı yaparsınız? Yapılıyor. Hem de komünizmi bir yılan olarak gören ve bu yılanın başının ezilmesi gerektiğini düşünen bir Atatürk varken.
Herkes Atatürk’ün bir kenarından bir şeyler kapmaya çalışıyor. İşte bu duruma dikkat çöken Atatürkçü Düşünce Derneği Ata şehir Şubesi bir yemekte bir araya geldi. Söz konusu faaliyeti düzenleyenler Ulaş Kılıç ve Başkan Yardımcısı Turgay Kılıç’tı. Yemekten sonra basın mensuplarıyla yapılan toplantıda Türkiye’nin sorunları tartışıldı.
Toplum Atatürk’ü Yanlış Biliyor
Kılıç, gayelerinin Atatürk hakkında toplumda yanlış bilinen bazı bilinenlere son vermek olduğunu derneklerinin asıl amacının Atatürk’ü halk katmanlarına doğru bir biçimde anlatmak olduğunu ifade etti. Kılıç, Atatürk’ün hiçbir parti ile paralel görülemeyeceğini ve hiçbir partiye mal edilemeyeceğini söyledi. Kılıç “Atatürkçülük bir siyasi doktrinden daha çok bütün toplumu kucaklamaktır ve önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz etkinliklerle bunları insanlara duyuracağız. Atatürkçülük demek toplum demektir. Atatürk’ü doğru tanımak için sivil toplum örgütlerini göreve davet ediyoruz.” dedi.
“MASUM İNSANLAR HAPİSLERE KONDU”
Gözaltına alınan insanlarla ilgili yaşanılan problemleri de değinen Kılıç;” Türkiye’deki siyasetle ilgili olarak da politikalar doğru yapılmıyor. yapılıyor. Halk bu konuda ciddi sıkıntılar içerisinde. Ergenekon ve benzeri olaylarda insanların yılları çalındı. Ölenler, intihar edenler oldu. Bunun telafisi maalesef ki yok. Siyasi liderler kandırıldıklarını söylediler fakat olan masum insanlara oldu.” dedi.